The Man in the High Castle adlı dizi, Philip K. Dick'in aynı adlı romanından uyarlanmış olan bir alternatif tarih dizisidir. Dizi, 1960'larda geçer ve İkinci Dünya Savaşı'nın sonucunun farklı olduğu bir dünyada yaşanan olayları konu alır. İşte dizi özeti:
Dizi, 1962 yılında Amerika Birleşik Devletleri'ni düşman güçlerin işgal ettiği alternatif bir gerçeklikte geçer. Nazi Almanyası ve Japonya, İkinci Dünya Savaşı'nı kazanmış ve ABD'yi ikiye bölmüştür. Batı Amerika, Japon İmparatorluğu'nun kontrolü altındayken Doğu Amerika, Nazi Almanyası tarafından yönetilmektedir.
Hikaye, bir grup karakterin gözünden anlatılır. Juliana Crain, Japon kontrolündeki Batı Amerika'da yaşayan genç bir kadındır. Bir gün, kız kardeşi tarafından gönderilen bir film rulosu alır. Bu film rulosu, alternatif bir gerçeklikte Amerika'nın zaferini göstermektedir. Juliana, film rulosunun peşinden gitmek ve gerçeği keşfetmek için tehlikeli bir yolculuğa çıkar.
Öte yandan, Nazi Almanyası'nın bir SS subayı olan Obergruppenführer John Smith, güçlü bir karakter olarak karşımıza çıkar. Smith, Nazilerin Amerika'da kurduğu rejimin sert bir savunucusudur. Ancak, karısı ve çocuklarının yaşadığı bir sağlık sorunu, onu düşündürmeye ve rejime olan bağlılığını sorgulamaya başlar.
Dizi, Juliana'nın yolculuğu ve Smith'in iç hesaplaşmaları etrafında gelişirken, diğer karakterler de karmaşık bir ağ içinde yer alır. Direniş hareketi üyeleri, casuslar, sadık Nazi subayları ve Japon yetkililer, her biri kendi amaçları doğrultusunda hareket ederken, büyük bir entrika ağının içine sürüklenirler.
The Man in the High Castle, alternatif tarih temasıyla totaliterizm, özgürlük, kimlik ve direniş gibi önemli konuları ele alır. Dizi, izleyicilere savaşın sonuçlarının nasıl dünyayı değiştirebileceği ve insanların bu zorlu koşullarda nasıl hayatta kalmaya çalıştığı üzerine düşünme fırsatı sunar.